Sayın Üstadım, Vergi Dünyası dergisi olarak Türk ekonomi ve maliyesine, Hesap Uzmanları Kurulu’na ve Hesap Uzmanları Camiasına önemli katkıları olmuş Üstatlarımızı dergimize konuk etmeye çalışıyoruz. Konuğumuz olma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederiz. Üstadım, izninizle söyleşimize Hesap Uzmanlığı mesleğini seçiminizle başlamak istiyoruz. Bu mesleği nasıl seçtiniz?
Efendim, 1945 yılında o zamanki adıyla Siyasal Bilgiler Okulu’ndan mezun oldum. O sıralarda da Maliye Bakanlığı bünyesinde Hesap Uzmanları Kurulu kurulmuştu. Hesap Uzmanları Kurulu’nun gelecekte çok iyi duruma geleceğini düşünerek, Kurul’un 1946 yılı başlarında açtığı sınava girdim. Ancak, bu sınavda başarılı olamadım. Daha sonra, 1947 yılında açılan ikinci sınavda başarılı olarak, Kurul’a girdim ve Hesap Uzman Muavini olarak çalışmaya başladım.
Üstad, Hesap Uzman Muavini olarak kimlerin yanında çalıştınız, meslek yaşamınızı etkileyen Üstatlarımız oldu mu, kimlerdir? Bu bağlamda; Hesap Uzmanlığı mesleği, yaşamınızda ne gibi değişiklikler yarattı?
Efendim, Hesap Uzman Muavini olarak yanında çalıştığım pek çok Hesap Uzmanı vardır. Edip ERKEY, İbrahim AYKAÇ, Ömer BERK, Cemil UZUNOĞLU, Avni KAPTANOĞLU, İsmet KUTADGU ve Fikret GÜRBÜZ yanında çalıştığım Hesap Uzmanları’dır. Meslek hayatımı etkileyen Üstadlarım olarak ise, İbrahim AYKAÇ ve Ömer BERK’i sayabilirim. Özellikle; Ömer BERK’in bana çok büyük katkıları olmuştur. Ömer BERK, fevkalede bir isimdir. Üstad, çalışmaya saat sekizde başlardı. İncelemeye başlamadan önce işletmeyi mutlaka gezerdi ve işletmeyi tanımaya çalışırdı. Defter ve belge üzerindeki inceleme, işletme iyice tanındıktan sonra yapılırdı. Bize de, incelemeye bu şekilde başlamamızı tavsiye ederdi. Her işletmede, mutlaka öncelikle ayni envanter daha sonra da kaydi envanter çalışması yapardı. Hesap Uzmanlığı mesleği, yaşamımda pek çok değişiklik yaratmıştır. Bu değişikliklerden en önemlisini sorarsınız; mesleğin bana muntazam çalışmayı öğretmesidir. Bu konuda, Ömer BERK, Muhsin ÜLKER ve Rasim SAYDAR Üstadlarımı her zaman örnek almışımdır. Üstadlardan öğrendiğim disiplinli çalışma, beni bu seviyeye getirmiştir. Hesap Uzmanlığı sırasında yetiştirdiğim muavinlere de ilk olarak disiplinli çalışma özelliğini vermeye çalışmışımdır.
60 yıla varan meslek hayatınızda önemli saydığınız, meslekdaşlarımız ve okurlarımızla paylaşmak istediğiniz anılarınız var mı?
Efendim, 1953 yılında vergi incelemesi için Van ilimize turne çıkmıştı. Tabi, Van uzak olduğu için uçakla gitmek gerekiyordu. Bindiğimiz uçak, pırpır uçaklardandı ve uçak Ankara, Kayseri, Elazığ ve Diyarbakır gibi çoğu şehre uğruyordu. Çok sıkıntılı bir yolculuk sonrasında Van’a varabilmiştik. Bunun yanında, bir de orada kalacak yer bulamamıştık. Dönemin Vali’si bize Vilayet’te bir oda ayarlamış ve dört ay o odada kalmıştık. Van turnesi, benim yaptığım en zor turne yeridir. Bu yüzden de, Van turnesini hiç unutamam. Bunun yanında, şehrin insanları çok iyilikseverdi. Bize turne boyunca devamlı yardımcı olmuşlardı. Bu da, turnenin güzel yanıydı. Unutamadığım diğer bir anı ise, Bursa’da yaptığım bir incelemedir. Bursa’da iplik işiyle uğraşan bir kolektif şirkette 20 kişilik bir ekiple birlikte sayım yapmıştık. İnceleme için ben görevlendirilmiştim. O sıralarda da, yurt dışı görev sıram gelmişti. Ancak, bu incelemeye bağlı olarak 30 civarında karşıt inceleme de yaptığımız için inceleme yedi ayda tamamlanabilmişti. Bu yüzden de, yurt dışına bir-iki yıl gecikmeyle gidebilmiştim.
Değerli Üstadım, muhasebe konusunda ülkemizin yetiştirdiği en önemli kişilerden birisiniz. Muhasebeye olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı? Hesap Uzmanlığı’ndan ayrılıp öğretim üyesi olmaya nasıl karar verdiniz? Akademik kariyer yapmak isteyenlere bu konuda bir tavsiyeniz var mı?
Muhasebeye olan ilgim, mesleğe girişimle birlikte başlamıştır. Muhasebe temel bilgilerimi hesap uzmanlığı mesleğinden almakla birlikte; beni muhasebe alanında geliştiren en önemli olay, Kurul’un 1950 yılında beni Paris’e göndermesidir. Paris’te aldığım muhasebe kitapları bugünkü aşamaya gelmeme kaynak olmuştur. Paris’teyken kütüphanelere gider ve oradaki bütün muhasebe kitaplarını incelerdim. O yıllardan sonra da, gerek Türkçe gerekse yabancı dilde yazılmış kitapları takip ederek bugünkü noktaya geldim. Öğretim üyeliğine geçişim ise Prof. Dr. Cumhur FERMAN sayesindedir. Cumhur FERMAN hocanın devamlı teşvikleri sonucunda öğretim üyeliğine geçme kararı verdim. Daha sonra, kendisiyle birlikte “Denetim “dersi vermişizdir. Öğretim üyesi olarak değişik üniversitelerde çalıştım. Örneğin, Adana’ya uçakla günü birlik giderek üç-dört yıl boyunca muhasebe dersi vermişimdir. Bunun yanında, Marmara Üniversitesi’nde de uzun yıllar öğretim görevlisi olarak çalıştım. Tabii, hocalık konusu açılınca Kurul’da muavinlere verdiğimiz muhasebe kurslarını da unutmamak gerekir. Burada verdiğimiz kurslar da bir nevi hocalıktır. Ayrıca, Hesap Uzmanı Muavinliği’ne giriş komisyonları ile yeterlik komisyonlarında da uzun yıllar çalıştım. Efendim, akademik kariyer yapmak için ilme meraklı olmak şarttır. İlme merakı olmayan birinin başarılı olacağına inanmıyorum. Bunun yanında, disiplinli ve çok çalışmak da gerekmektedir. Bu özellikleri, doğası itibariyle içinde barındıran Hesap Uzmanları’na, özellikle de genç Hesap Uzmanları’na akademisyenliği tavsiye ederim.
Sayın Üstadım, geçmiş tecrübelerinizi de dikkate alırsak, ülkemizin şu anki en büyük problemi nedir? Bu problemi çözmek için neler yapılması gerekir?
Türkiye’nin önünde çözmesi gereken pek çok problem vardır. Ancak, bana göre ülkemizin esas sorunu işsizliktir. Bu sorunu çözmek için sağlık, teknik bilgi, üretim ve ihracatın arttırılması ve turizm ile tarım alanlarında başarılı çalışmaların yapılması gerekir.
Üstadım, sizce vergi sistemimizde temel problemler nelerdir.? Vergi sistemimizde ne gibi değişiklikler yapılmalı?
Efendim, vergi sistemimizin esas itibariyle vasıtasız vergilere dayanmasının yerinde olacağını düşünüyorum. Bu nedenle de, vergisel çalışmaların vasıtasız vergiler yönünde olması gerekir. Bunun için de, kapsamlı reformlar yapmak gerekir. Ancak, gördüğüm kadarıyla son zamanlarda yapılan düzenlemeler lokal düzeyde kalmaktadır. Oysa, bizim zamanımızda Ali ALAYBEK başkanlığında çok geniş kapsamlı reformlar yapılmıştır. O günlerde modern gelir vergisi konusunda kimsenin bilgisi yokken Üstadımız Ali ALAYBEK sayesinde vergi sistemimiz, modern bir yapıya kavuşmuştur. Tabii, burada Vergi Reform Komisyonu’nda çalışan Orhan GÜRELİ’yi de unutmamak gerekir.
Değerli vaktinizi ayırdığınız ve düşüncelerinizi bizimle paylaştığız için Vergi Dünyası olarak olarak teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim