İstanbul Beşiktaş’taki Conrad Bosphorus Hotel’de, Maliye ve Hesap Uzmanları Vakfı’nın organize ettiği “Yakın Gelecekte Dünya ve Türkiye” paneli gerçekleşti. Sunuculuğunu ekonomist Profesör Doktor Özgür Demirtaş’ın yaptığı panelin önemli konukları da vardı. Dünyaca ünlü ekonomistler Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve Prof. Dr. Steve Hanke, Türkiye’yi bekleyen ekonomik gelecekten bahsetti.
Özgür Demirtaş’ın sunumunun ardından sahneye ilk çıkan, Daron Acemoğlu oldu. Simon Johnson ile birlikte kaleme aldığı “Power & Progress” kitabından bahseden Acemoğlu, yapay zeka teknolojileri ve bu teknolojinin yararının kime olduğunu yorumladı. Teknolojik gelişmelerin her zaman insan yararına olmadığından bahseden Acemoğlu, ABD’deki pamuk ticaretinden ve Sanayi Devrimi’nden verdiği örneklerle makineleşmenin yarattığı faydaların yanındaki zararlardan bahsetti. Acemoğlu, Fabrikalarda robotların sayısının artmasının ve işçilerin geride kalmasının “istenen” bir şey olmadığını, otomasyon ile ücret adaletsizliğinin arttığını söyledi.
Acemoğlu: “Ne yazık ki bugün yapay zeka, çalışanların hayatını kolaylaştıran ve üretkenliğini artıran misyonundan ziyade, çalışanları kenara itiyor. Yapay zeka ile insan üretkenliğini artırabiliriz ama böyle kullanılmıyor. Bunun kötü bir yanı daha var. Yapay zeka ile denetimi artırmak ve demokratik süreçlerdeki insan katılımını almak için kullanılıyor. Google ve Facebook’un vizyonu, Çin Komünist Partisi’nden farksız. İkisinde de tepeden gelen bir kontrol var ve bilgiler yukarı gidiyor.”
Acemoğlu, Türkiye ekonomisinin doğrudan siyasi kararlarla bağlantılı olduğunu da söyledi: “Türkiye kurumları giderek daha kötüleşiyor. Kurumsal bir çöküş var, bu siyasi hakların çöküşüyle de alakalı. Bunları nasıl değiştirebiliriz? Demokratik kontrol süreci çok önemli. 1950 ve 1960’larda bunu görüyorduk. İnsanların sivil toplum olarak, demokratik süreçlerde bir araya geldiğini görüyorduk.”
Daha sonra sahneye çıkan Steve Hanke, enflasyon üzerine açıklamalarda bulundu. Steve Hanke, dünyadan ve ABD’den verdiği örneklerle enflasyonu açıkladı: “Enflasyon küresel bir sorun değil. Enflasyon dünyanın dört bir yanında yerel bir sorun. İster inanın ister inanmayın ama Türkiye’de hiç hiper enflasyon olmadı. Dünyada şu ana kadar sadece 65 hiper enflasyon oldu.”
Hanke, Türkiye’de ve dünyanın her yerinde enflasyonu 30 gün içinde düşürmenin mümkün olduğunu söyledi. ABD’li ekonomist, “Para Kurulu sistemi” kurulması gerektiğini söyledi. Hanke, daha önce Bulgaristan’da da bunu yaptıklarını ve o zaman Bulgaristan’ın hiper enflasyondan muzdarip olduğunun altını çizdi.
Steve Hanke, Bulgaristan, Estonya, Litvanya ve Bosna-Hersek’te bunu başardıklarını ve enflasyonu tek haneye düşürdüklerini söyledi.
Hanke: “Erdoğan buna bayılacak, faiz oranlarını düşürebilirsiniz ama zaten Erdoğan’ın ekonomi mantığı olması gerekenin tam tersi. Faiz oranları, enflasyonu etkilemez. Faiz oranları, enflasyonu takip eder.”
Steve Hanke, "Yakın Gelecekte Dünya ve Türkiye" panelinde konuşuyor: "Türkiye'de enflasyonu 30 günde düşürmek mümkün"
📽️ @yildirimmaiihttps://t.co/XYcXXS19Y8 pic.twitter.com/FSNZWz0keq
— Medyascope (@medyascope) June 3, 2023
Acemoğlu ve Hanke sunumlarını yaptıktan sonra, soru-cevap kısmına geçildi. Sunuculuğu yapan Özgür Demirtaş, ekonomi ve politikacıların seçim kazanma isteğinin arasındaki dengeyle açılışı yaptı: “Biz politikacılara tavsiyede bulunurken onların asıl amacının seçim kazanmak olduğunu unutuyoruz. Biz burada politikacılara sesleniyoruz. Bunu da hesaba katarak, Türkiye’de ne yapılması gerektiğini tartışacağız.”
Daron Acemoğlu, saydığı beş madde ile Türkiye ekonomisinin “düzelmesi” için tavsiyelerde bulundu: “Türkiye’ye yabancı sermayenin uzun vadeli olarak gelmesi çok önemli ama bu kurumsal bir problem. Türkiye’nin kendi çapına göre, yapay zeka gibi teknolojileri alıp kullanması lazım. Dünyadaki her ülke yapay zeka ve değişen teknolojilerden etkilenecek. Türkiye’nin geleceğinin parlak olabilmesi için bu teknolojileri de kendi sistemine katması lazım. Acil problemler var. Enflasyon büyük bir problem. Çok yüksek ve daha da yükselebilir. Para politikaları değişmeli. 180 derece değişim lazım. Türkiye’deki şirketler ve bankaların bilanço durumları iyi değil. Seçim ekonomisi ile artan devletin bütçe açığı kapatılmalı. Bunun için de kaynak lazım. Bunların bir araya gelmesi için Türkiye’nin dış yatırımcaya güven veren bir çizgi çizmesi lazım. Türkiye yatırımda geri kalıyor. Çok daha üretken yatırımlara kısa vadede geçiş yapılmalı.”
Steve Hanke’ye de aynı soru soruldu. ABD’li ekonomist, Mehmet Şimşek’in ekonominin başına geçmesinin bir şey fark ettireceğini düşünmüyor: “Önemli olan kişilerin değişmesi değil. Kurumların değişmesi gerekiyor.”
Panel kısmına geçildiğinde gazeteci Özlem Gürses, Daron Acemoğlu’na “Türkiye için en kötü senaryonun ne olduğunu” sordu. Çok “uç” senaryoların düşünülmemesi ve gerçekleşme ihtimali olmadığını söyleyen Acemoğlu, “Türkiye için en kötü senaryo, gelecek 15 senenin de bundan önceki 15 sene ve 1990’lardaki gibi devam etmesi olur. Üretkenliğin yüksek olmadığı, demokrasinin kuvvetlenmediği ve ekonominin istikrarsız olduğu bir sistem…” yanıtını verdi.